Sepsis 2021 Bülteni

Prof. Dr. N. Defne Altıntaş
Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği Başkanı

Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği olarak 9. Ulusal Sepsis Hibrit Sempozyumunu çok değerli hocamız Prof. Dr. Levent Yamanel başkanlığında, Dr. Öğr. Üyesi Gürhan Taşkın’ın da desteğiyle yoğun bir katılım ile gerçekleştirmiş bulunuyoruz.

COVID-19 pandemisi ile beraber hayatımızı etkileyen birçok değişiklikten biri de bilimsel toplantıların çevrimiçi ya da hibrit olarak düzenlenmeye başlaması oldu. Bu toplantılar yüz yüze toplantıların samimiyet ve sıcaklığının yerini alamazken; çevrimiçi toplantılar ile yer ve zamandan bağımsız olarak herkese ulaşabilmek de daha önceden hayal edemediğimiz bir iletişim kolaylığı sağlamaktadır. Bu toplantımıza da bu sayede hem tüm Türkiye’den dinleyici katılımı sağlanmış, hem de kan purifikasyon sistemleri üzerinde yoğun çalışmaları bulunan değerli İtalyan meslektaşımız Vicenza Renal Araştırma Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Cladio Ronco da bilgilerini paylaşmak üzere çevrimiçi olarak katılabilmiştir. Ayrıca, iş yoğunluğu nedeniyle oturumları takip edemeyen meslektaşlarımız için derneğimizin youtube kanalından oturumların izlenmesine olanak sağlanmıştır.

Yıllar içerisinde sağlık çalışanları arasında sepsis farkındalığının arttığını sevinerek gözlemlemekteyiz. Ancak, enfeksiyondan korunmaya verilen önemin artmasıyla sıklığının azalmasını beklesek de ileri yaştaki nüfusun artması, immünsüpresif tedavi alan, nakil yapılan, invaziv cihaz kullanan hasta sayılarının artması ile beklenen azalma gözlenememektedir. Uygun olmayan ve gereksiz antibiyotik kullanımı da enfeksiyonların direnç paternlerini olumsuz etkilemektedir. Bütün bunların sonucunda sepsis insidansı yıllar içerisinde artış göstermektedir. Sepsis insidansının azaltılması için epidemiyolojik özelliklerin bilinmesi, enfeksiyon ve sepsis insidansının azaltılması için başta aşılamalar olmak üzere uygun önlemlerin alınması, gereksiz antibiyotik kullanımından, gereksiz invazif işlemlerden kaçınılması gerekmektedir. Bunun için de tüm sağlık çalışanlarının beraber hareket etmeleri ve titizlikle çalışmaları gerekmektedir.

Bu seneki toplantımızda sepsis tanısı, epidemiyolojisi ve fizyopatolojisinde yenilikler paylaşılmış; antibiyotikler ve destek tedaviler yanı sıra immünmodülatuar tedaviler üzerinde detaylı durulmuştur. Bunların yanı sıra, günümüz koşullarında dikkate alınması gereken sepsis nedenlerinden biri olan COVID-19 da detaylı olarak tartışılmıştır. COVID-19’un fizyopatolojisi ve aşı seçimi ile ilgili oturumlar günlük uygulamalarımız için önemli bilgiler içermiştir.

Dergimizin bu sayısında 9. Ulusal Sepsis Sempozyumundan özetler bulacaksınız. Sempozyumun düzenlenmesinde büyük emeği olan Prof. Dr. Levent Yamanel ve Dr. Öğr. Üyesi Gürhan Taşkın basta olmak üzere tüm konuşmacılarımıza ve katkılarıyla oturumları zenginleştiren tüm katılımcılara teşekkür ederim.

Keyifli okumalar dilerim.

Prof. Dr. Levent Yamanel
9. Ulusal Sepsis Sempozyumu Başkanı

Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği tarafından her yıl düzenlenen Sepsis Sempozyumunun dokuzuncusunu bu yıl 13 Eylül 2021 tarihinde Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesinde gerçekleştirdik. Bu sempozyum uzun bir aradan sonra gerçekleştirdiğimiz ilk yüz yüze toplantıydı. Ayrıca bu sempozyumda daha çok genç yoğun bakımcıları dinleme fırsatı bulduk. Bilimsel açıdan çok zengin bir içeriğe sahip olan sempozyumda sepsis enine boyuna tartışıldı. 

Sepsis, enfeksiyona karşı organizmanın verdiği disregüle yanıt nedeniyle oluşan organ yetmezliğidir ve milyonlarca insanı etkilemektedir. Sepsis tablosu gelişen kişilerin 3-6’da biri kaybedilmektedir. Özellikle gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde daha da ciddi bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Hem kaynak kontrolüne yönelik cerrahi uygulamalardaki hem de farmakolojik alandaki gelişmelere rağmen sepsis görülme sıklığı artmaya devam etmektedir. Yine sepsis tanı ve tedavisine yönelik harcanan maliyet de büyük boyutlara ulaşmaktadır.

Tüm dünyayı saran COVID-19 hastalığı da temelde viral sepsis tablosu oluşturmakta ve kayıpların önemli bir bölümü de sepsiste çok net gördüğümüz sitokin fırtınası nedeniyle olmaktadır. Bu nedenle sepsis tanısı ve tedavisinin önemi gün geçtikçe artmaktadır.

Septik ve özellikle de septik şok yoğun bakım ünitelerinde tedavi edilmektedir. Sepsis, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun bakım uzmanlık eğitiminin önemli konularının başında gelmektedir ve yoğun bakım uzmanlarımız sepsis yönetiminde büyük bir beceriye sahiptir. Yine yoğun bakım çalışanları olarak hepimiz erken tanı ve tedavinin ne kadar önemli olduğunun farkındayız.  Sepsis için hız, mutluluk getirmektedir. Ancak sepsisli ya da septik şoklu hastayla yoğun bakım uzmanının karşı karşıya gelmesi gecikmeli olabilmektedir. Bu sürenin kısalması hem halkın hem de tüm sağlık çalışanlarının farkındalığının artmasıyla mümkündür.

Sepsis; 1989 yılında Roger C. Bone ve arkadaşları tarafından tanımlanmasının ardından geçen 30 yılda önemli yol kat edilmiştir. Gelecek yıllarda görülme sıklığında artış öngörülmektedir. Mortalite ve morbiditesi yüksek ciddi bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir.

Yoğun bakım çalışanları olarak bundan sonra da yapmamız gereken ülkemizde hem halkımızın hem de sağlık çalışanlarının farkındalığını arttırmanın yanı sıra bilgilerimizi güncel tutmak ve sepsis ile ilgili çalışmaları hızlandırmak olmalıdır.

Sepsis etkinliklerinin bir uzantısı olarak dergimizin Sepsis Özel Sayısını oluşturduk. Bu sayıda sepsise yönelik detaylı güncel bilgilere ulaşabilirsiniz. Emeği geçen tüm bilim insanlarına teşekkür ederim.

Okumak için tıklayınız

About author

-->