13 EYLÜL DÜNYA SEPSİS GÜNÜ | UZMANLIK DERNEKLERİNİN ORTAK KAMUOYU DUYURUSU

Sepsis, herhangi ağır bir enfeksiyon varlığında vücudun enfeksiyona verdiği savaşın kontrolsüz bir hale gelerek, kişinin kendi organlarına hasar vermesi sonucu oluşan, erken tanı ve acil tedavi edilmez ise birçok organın çalışmaması ve ölüme neden olan ağır seyirli ve ölümcül bir durumdur. Günümüzde her yıl kalın bağırsak ve meme kanserine bağlı ölümlerin toplamından daha fazla hasta sepsis nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Sepsis, dünyada yılda yaklaşık 50 milyon civarında bireyi etkilemekte ve en az 11 milyona yakın ölüme neden olmaktadır. Bir başka ifade ile her 2-3 saniyede bir kişi, sepsis nedeniyle kaybedilmektedir. Kurtulan hastalarda da engellilik, sakatlık gelişebilmektedir. Sepsis tüm dünyada giderek artan bir tehdittir ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde sıklığı giderek artmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü Mayıs 2017’de sepsisin önlenmesi, tanınması ve tedavisini küresel bir öncelik olarak kabul etmiştir.

Sepsis tüm dünyada giderek artan bir tehdittir ve özellikle COVID 19 salgınının yaşandığı günümüzde ölümün önde gelen nedenlerinden biridir. Semptom ve bulguların silik kalabilmesi nedeniyle tanıda; hızlı müdahale gerektirdiği için ise yönetiminde uygun yaklaşım önemlidir. Erken tanı, erken antibiyotik tedavisi ve enfeksiyon kaynağının kontrolü, uygun organ destek tedavisi sepsise yaklaşımın vazgeçilmezleridir. Hipokrat döneminden itibaren tıbbın ana ilkesi olan, yoğun bakımın da özünü oluşturan “önce zarar verme” ilkesi üzerinden hastalarımıza hızlı, dinamik ve doğru tedavilerin uygulanması hem ölümlerin hem de organ kayıpları ve sakatlıkların azaltılmasında oldukça önemlidir.
Şüphe yok ki her hastalık gibi sepsisin de tedavisinden önce önlenmesine gayret gösterilmelidir. Aşı ile önlenebilir hastalıklar için toplumun aşılanması, el hijyeni, enfeksiyon kontrol kurallarına uyum ve hastanın kronik hastalıklarının iyi yönetimi sepsisi önlemede önemli adımlardır.

Kimlerde görülür?
Sepsis yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik durumdan bağımsız herkeste görülebilir. Ancak, özellikle bebek ve ileri yaşlılar, gebeler, ilaç veya hastalıklar nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde görülme riski daha fazladır. Beş yaş altı ölümlerin yaklaşık % 60’ı sepsise bağlıdır ve sepsis, anne ölümlerinin de önemli bir nedenidir. Her enfeksiyon sepsisle sonuçlanmaz ve çoğu birey enfeksiyonu savunma mekanizmaları ile ve uygun tedaviler ile atlatır. Ancak enfeksiyona bağlı ölümler, çoğunlukla doğrudan enfeksiyon etkeninin kendisine değil, enfeksiyonun tetiklediği düzensiz bağışıklık yanıtı sonucu gelişen sepsise bağlı gerçekleşir. Bu nedenle her türlü enfeksiyon (örneğin zatürree, idrar yolu enfeksiyonu, menenjit, grip, vb.) sepsise neden olabilir.

Belirtileri nelerdir?
Şu bulgular olduğunda sepsisten kuşkulanmalısınız: Ateş, titreme, yaygın kas-eklem ağrıları gibi gibi enfeksiyon bulguları olan hastada gelişen bilinç değişikliği, kendini çok kötü hissetme veya genel durumun bozulması, nefes darlığı, solunum sayısı ve nabız sayısında artma, tansiyon düşüklüğü. Bu belirtiler varlığında kişiler en yakın acil servise başvurmalıdırlar. Hastayı ilk gören hekimler ise hastayı değerlendirip en kısa zamanda bir yoğun bakım ünitesine yatırmalıdırlar.

Sepsis nerede ve nasıl tedavi edilmelidir?
Sepsis acil olarak tedavi edilmesi gereken zamana karşı yarışılan bir durumdur. Doğru ve etkin tedavinin saatler ve hatta dakikalar içerisinde gerçekleştirilmesi gerekir. Sepsis hastalığı yoğun bakım uzmanları ve infeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanlarının bulunduğu bir ekip tarafından izlenip, yönetilmelidir. Tedavide ilk etapta, sepsise yol açan enfeksiyonun hızla tanısının konması, antibiyotik tedavisi ve enfeksiyon odağının temizlenmesi (örneğin eğer apse varsa apsenin boşaltılması, yabancı cisimlerin çıkartılması vb) yoluyla hızla kontrol altına alınması önemlidir. Ancak antibiyotiklerin mutlaka alanında uzman hekimler tarafından başlanması gereklidir, zira gelişi güzel antibiyotik kullanımı antibiyotik direnci gelişimine ve enfeksiyon tedavisinin zorlaşmasına neden olmaktadır.

Toplumda antibiyotiklerin yaygın olarak kullanımı, basit enfeksiyonlarda mikroorganizmaların antibiyotik ile tanışıp direnç kazanmasına yol açmaktadır. Bu durumda hekimler sepsise yol açan ciddi enfeksiyonlarda etkili antibiyotiği bulmakta zorlanmaktadır. Dünya genelinde dirençli bakterilere etkili yeni antibiyotik moleküllerinin üretimi çok zor olduğundan, mevcut antibiyotiklerin akılcı kullanımı şarttır. Sepsiste enfeksiyon tedavisi ile birlikte organ yetmezliklerinin tedavisi yoğun bakım ünitelerinde yoğun bakım uzmanları tarafından yönetilmelidir.

Sepsis önlenebilir mi?
Enfeksiyonların önlenmesi ve sepsisle doğru şekilde savaşılması durumunda her yıl yaklaşık olarak 800.000 ölümün önlenebilmesi mümkündür. Bunun için genel hijyen kurallarına uyulması, el hijyeni sağlanması, çocukluk ve erişkin aşılama programlarına uyulması önceliklidir. Sepsise bağlı ölümlerin en az % 10-15’i aşılama, hijyenik önlemler, erken tanıma ve hızlı tedavi yöntemleri ile önlenebilir. Hastane kaynaklı enfeksiyonları azaltmak için seferber olunmalıdır. Ancak sepsis olgularının yaklaşık % 80’den fazlası hastane dışında geliştiğinden sepsisin tanınması, teşhis ve tedavisi çabaları acil servisleri, poliklinikleri ve bakım merkezlerini de kapsamalıdır.

Yükselen bu dalgayı durdurmak ve dünyada sepsisten ölümleri azaltmak amacıyla uygun adımları atmak için, aşağıda ismi belirtilen dernekler olarak tüm dünyaya ve halkımıza çağrıda bulunuyoruz.
(Alfabetik sıralama ile düzenlenmiştir.)

Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği
Türk Cerrahi Derneği
Türk Hastane İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği

Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği
Türk Toraks Derneği
Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği
Türk Yoğun Bakım Uzmanları Derneği
Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Derneği
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği

About author

-->